şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmasına rağmen çocuklar için yazdığı şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
5
+
-entiri.verilen_downvote
ölmeden önce şu mısraları yazıp bu dünyadan göçmüş şairdir.
"artık hayât için yetişir bunca infiâl,
dinlenmek isterim ki, teabdâr-ı mihnetim;
artık tehî-vücud, tehî-dil, tehî-hayâl,
dünyada şimdi ben dahi bir fazla sıkletim."
bugünlere de güzel gidecek bir şiiri.
bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;
bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...
yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var.
bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...
yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...
yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
servet-i fünun edebiyatının öncüsüdür. 1901'e kadar bireysel temalara yoğunlaşmış, 1901'den sonra toplumsal konuları işlemiştir. "anlamın bir beyitte tamamlanması" geleneğini yıkmıştır. aruzu türkçeye uydurmuştur. şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır.
3
+
-entiri.verilen_downvote
(bkz: rübab-ı şikeste) kırık saz manasına gelen ilk şiir kitabıdır.
(bkz: haluk'un defteri) sosyal, ahlaki, milli duygularını içeren; haluk'un kişiliğinde türk gençlerine seslendiği , öğüt verdiği didaktik yapıtıdır.
(bkz: şermin) hece ölçüsüyle çocuklar için yazdığı şiirleri yer alır.
1
+
-entiri.verilen_downvote
yaşamakta, aşkta düşünmek sonsuzluğu,
hiç olmayacak bir şey, bir hayal,
ama tatlı, ama güzel.
görmek gibi bir şey cennetleri düşte, yeniden yeşermek gibi bir şey…
-tevfik fikret
yanlış bilgi dine karşı değildir sadece oğlu yabancı ülkeye gidip hristiyanları örnek aldığı için haluğun defterinde onu eleştirmiş öğüt vermiştir - ifyougoaway 16.08.2017 01:11:01 |#3358934
2
+
-entiri.verilen_downvote
"bir gün yapacak teknik şu kara toprağı altın,
her şey olacak bilim gücüyle... inandım."
"kim bilir, belki hepsi bir kuruntudan ibaret;
belki, aldanmak bir hayat ihtiyacıdır."
Adinin ve soyadinin ilk hecelerinin birlesimi adıni, ikinci hecelerinin birleşimi ise soyadini oluşturur.
3
+
-entiri.verilen_downvote
Tevfik Fikret ve Galatasaray
Tevfik Fikret döneminde üniversitelerden daha üstün sayılan Galatasaray Lisesi'nin müdürlüğünü yapmıştır.
Tevfik Fikret lise eğitimini aldığı Galatasaray Lisesi'nden birincilikle mezun oldu daha sonra Galatasaray Lisesi'nde Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği ve daha sonra ise lisenin müdürlüğünü yaptı. Türk sporu ve Türk futbolunun gelişmene önemli katkılar sunmuştur.
Onu Galatasaray Lisesi'nin müdürlük makamından eden olay ise daha sonra kendi adı verilmiş olan Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret konferans salonu olmuştur. Tevfik Fikret tarafından yaptırılan bu salon dönemin yetkileri tarafından okul mescidinin üstüne geldiği için ve burada tiyatro oynanmasının uygun ve doğru olmayacağı düşünüldüğü için kapatılmıştır. Bu olay Tevfik Fikret'i oldukça üzmüş ve görevinden istifa etmiştir. Bugün Tevfik'i Galatasaray Lisesi'nden ayıran o salonda Galatasaray Kulübü'nün en önemli toplantıları,genel kurulları hatta seçimleri yapılmakta ve her toplantı öncesinde yad edilmektedir.
Tevfik Fikret bir şiirinde kendini şöyle tanımlar:
“Kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr-ü-bâl
Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim,
İnhinâ tavk-ı esâretten girandır boynuma
Fikri hür, irfanı hür, vicdânı hür bir şâirim.”
Günümüz Türkçe'sine uygun hali ile:
Kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat.
Kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.
Bir eğik baş bir boyunduruktan ağırdır boynuma;
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.
Onun bu şiiri Galatasaray tribünlerinde de şöyle yer almıştır:
Kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat.
Kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.
Bir eğik baş bir boyunduruktan ağırdır boynuma;
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir GALATASARAYLIYIM.gorsel
İşte Galatasaray'ı diğer kulüpler ayıran en temel fark budur Galatasaray 1481'den beri kültürün 1905'ten beri de sporun beşiği olmuştur. Her ne kadar gerek yönetim gerek taraftar olarak bu kültürden uzaklaşılmış olsa da...
Bir kez daha,Atatürk'ün ilham aldığı şair,fikir adamı,eğitimci ve büyük Galatasaraylı Tevfik Fikret analım.
Edit:İmla